22 Nisan 2009 Çarşamba

atmosphere thing

herzaman beynimden gürül gürül akan kelimeler, nerdesiniz? yazacak çok şeyinin ve hiçbirşeyinin olmaması ne kadar kötü. belirsizliklerden nefret ettiğimi söylemiş miydim? ayrıca düzen değişikliğinden de.. atmosfer değişimi.. bazen bir insan, bir film atmosferimi değiştirebiliyor. düzeltmek çok zor, kolay kolay dönüşmüyor eskisine. bazen çook eski atmosferler gelir aklıma. deja vu gibi birşey. kaybolmasın diye uğraşırım ama saniyelik olur genelde. hayır ama yok anlatmaya çalıştığım şey tam olarak deja vu değil. eski atmosferleri özlediğim zaman diyorum ki, elindekine bak, gün gelecek özlediğin bu olacak. ama atmosfer değişmeden şuankini anlayamıyor insan. ne zaman ki şartlar vs. değişiyor, işte o zaman diyorsun hey gidiyya.

belirsiz durumlarda insanın hiçbirşey yapası gelmez. zannedersin ki herşey rayına oturunca yapacaksın planları. hiç de öyle olmaz, sen yine aynı tas aynı hamam. şimdi neysen düzen oturunca da o olacaksın. hatta daha da karışık olabilirsin. meşgalen artacak belki. halbuki birşey yapmak için en iyi an o an.

17 Nisan 2009 Cuma

annem babam için yazıyorum türkiye

az önce kitaplı foto ekleyince kitaptan bir kaç alıntı yapıp yazma sevdasına düştüm. aslında kitapta öyle unutmayayım aman herkeslerle paylaşayım türünden bir pasajla rastlaşmadım. kitap herkesle paylaşmaya değmez bir kitap demek istemiyorum, aksine herkesler okusun istediğim, tahminimden çok daha hoş bir uslüpla yazılmış bir kitap. ama diyeceğim o ki; ben öyle kitaplardan alıntılar yapan bir blogger değilim, olamadım da.. zamanında ona buna özenip çok denedim ama olmadı. birşeyler eksik kalıyor, okunulası olmuyor yazdıklarım. zaten istemiyorum artık. kitaptan o kitabı okumayanların hiçbir şekilde mana çıkaramayacağı alıntılar yapmak da boş ve gereksiz zaten. misal; "ve gitti genç adam. bir daha dönmemek üzere..." bunu radyocular da yapar. kendince romantik zannettiği bir ses tonuyla, show tv trajedik olay haber müziği fondayken okur radyocu. ah o müziği bulsam da eklesem şuraya tam olurdu. karşılaşırsak mırıldanırım sizin için. radyocular hakkında saatlerce yazabilirim. ama şuan saatlerimiz 22:20'yi gösteriyor, webmekteb fm'desiniz, bizlere 0212 alan koduyla bıtbıtbıt nolu telefonlardan ulaşabilirsiniz. mesaj göndermek için web yazın bir boşluk bırakın mesajınızı yazın ve 9080'e gönderin. evet, saatlerimiz 22:23 oldu. uzun bir süt molasından sonra sizlerle kaldığımız yerden devam edeceğiz. yerlerinizden ayrılmayın.

enga

sanmayınki bütün gün bu haldeyim. fotoğrafı çekmemle büyü bozuldu. çay da soğudu.

almıyim kalsın

susuzluk canıma tak etmişken önümde içecek namına dumanı üstünde çay görünce azabı düşündüm. bak ne diyor allah;

Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepe çevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!