16 Temmuz 2010 Cuma

Sosyal medya insaniyim, oyleyse varim.

Su benim yazdigim tarzda blog yazmak kadar sacma bir olay daha varsa o da ihlsozluktur. Bence beni tanimiyorsaniz hic bu blogu okuyup da vakit kaybetmeyin. Butun sosyal medya hesaplarimi kapatasim geliyor bazen. Cekindigim nokta hicbir zaman "ya tekrar yazmak istersem" olmuyor, "ya milleti takip edemezsem" oluyor. Of keske su sosyal medyadan hic kimsenin baskisi olmadan, kendi arzumla kopmayi basarabilsem. Deli gibi kitap okusam...

13 Temmuz 2010 Salı

you make me sad, you know?

bazı insanlar vardır; kimse onu üzemez derler onlar için.. ya da hiçbirşey onu üzemez, kimsenin onu üzmesine izin vermez vs.

şimdi bu izin vermeme durumu nasıl oluyor? vakur bir duruşla veya herkesin istediğini yaparak kimseye kötü birşey söyletmeme mi yoksa, kim ne derse desin umursamamak mı?

yöntem ne olursa olsun, ben üçünde de çuvallıyorum. ne herkesin istediğini yapıyorum, ne vakur bir duruşla saygı uyandırıyorum, ne de söylenenleri takmamazlık ediyorum...

bunlardan en kolayı herkesin istediğini yapmak oluyor bazen. dışardan bakıldığında hiç de öyle aciz bir insan gibi görünmesem de ufak işlerde bazıları ne derse onu yapıyorum. şu rengi al, tamam, şunu giy tamam, şuraya git tamam. çünkü tamam demezsem karşımdaki üzülecek. üzülünce beni üzecek. en iyisi kendi kararımı uygulayamamaktan dolayı az da olsa üzülmek. karşımdaki mutlu olunca zaten bir şekilde verdiğim kararın en iyisi olduğuna beni ikna edip içimi rahatlatıyor zaten. çok saçma değil mi? bu olmaz, ben kendi kararlarımla mutluyum no : 1

vakur duruş. bu yok.

takmamak. bunu yapıcam artık. karşımdaki ufak birşey söylemiş olabilir, o unuttu gitti. neden benim günüm, gecem mahvoluyor? o farkında mı? hayır.. takmıyoruz no : 2