30 Nisan 2007 Pazartesi

maşallah bana maşallah...

Ohoo 3 gündür yazmamışım buraya. Sanmayın ki 3 gündür durmaksızın ders çalışıyorum. Çalıştığım da oldu ama genelde dalga geçiyorum. Ama sabahları biology'den çok iyi anlıyorum maşallah bana.
Maşallah diyince aklıma geldi, bugün bi alışveriş merkezinin otoparkında bir hanımcağız elinde bebek arabası telaşlı telaşlı yanıma yaklaştı. Elindeki otopark kartını göstererek "where can i pay?" dedi ben de "you should have paid in the mall" dedim. O da çok kötü fena bi küfür etti. Sonra o hanımı görevlilerle konuşurken gördüm. Dedim abla nerden ödeyeceğini merak ediyor. Görevli de hanıma doğru bağırarak "a-ra-ban ne-re-de?" dedi. Ablaya "where is your car?" dedim. Sonra bissürü bişeyler daha söyledim, anlaştık. Otopark görevlisi arkamdan aynen şunu söyledi; "ay maşallah size yaa!"
:)

27 Nisan 2007 Cuma

AY vant dı RAN batın

Yazarak çalıştım, mutluyum. Mutluydum ya da, ellerim kopana dek. 4. chapter'a geçtim ama onu yazarak çalışamam. Ben biliyordum zaten bu ayran gönüllülüğümü. O yüzden yeni deftere başlamadım zaten. Turuncu fosforlu, portakal kokulu kalemim de artık yazmaz oldu çok üzüldüm. Neyse ki nane kokulu yeşil, kokusuz mor ve undefined kokulu mavi yazıyor. Hamdolsun.

Bu sabah Visual Studio'yu kurdum, Allah'ım saatlerce sürdü. Bilgisayarım patlıcak diye ödüm koptu. Kurulumdan sonra hayalimdeki gibi, önceden notepad'de .c uzantılı kaydettiğim dosyanın ikonu değişti. Hemen çift tıkladım ve program açıldı. Yazdığım kodu başka bir programda görebiliyordum artık. Ama hani hayalimdeki "run" butonu? Hani ona basınca ekranda "Hello World!" yazacaktı? Yok işte.. Yardımcı kitapta eski sürümü anlatıyor. C kitabında ise sadece kodları gösteriyor. Peki ama kodları nereye yazacağız, nasıl çalışacak, biz nasıl sevineceğiz filan bunları söylememişsin... Ne yapıcam bilmiyorum.
Sakarya Ünversitesi'nin bi notlarını buldum, onları indirdim. Onları okuyunca herşey geçecek inş. inanıyorum ben.

Şimdi kendimi iyice biology'e vereyim, o bitsin bari. Aslında C'nin sınavlarını yapabiliyorum ama lableri yapamıyorum sadece. Çünkü programın nasıl kullanılacağını bilmiyorum. Öğrenirim inş. en kısa zamanda. Cuma saatinde dua ettim bugün, anlamak için.

26 Nisan 2007 Perşembe

o zaman yazarak çalış

Biology'nin sınav sorularıyla uzun süre bakıştıktan sonra yazarak çalışmaya karar verdim. Çünkü okurken ne kadar altını çizsem de ufak tefek şeyler gözümden kaçmış oluyor. Çünkü bir tek şeyin on milyon tane adı var ve sınavda o on milyonuncusunu zikrediyor nedense. Velhasıl, bir kaç bölümü yazarak çalıştıktan sonra sınav soruları daha bir tanıdık gelmeye başladı. Hatta bir tanesinin cevabını babama ne saçma soru diye gösterirken buldum. "Taam baba saçma diyilmiş" dedim :)
Ama yazarak çalışmak çok sıkıcı. Hem de ingilizce yazıyorum ama neyseki ben ağzımdan "moleküls" çıkarken "molecules" yazabiliyorum, ahaha :D

25 Nisan 2007 Çarşamba

heeelp!

Biologyi iyi çalışıyorum fakat sınav soruları çok çok zor. Konuyu anlamış olmama rağmen sınavda zorlanıyorum. Allah'ım yardım et.
Bir de Allah'ım, bana ölümlerden ölüm beğendirecek bir durum var ki onun için ultra mega yardım istiyorum senden. Babacım sen bu son cümleyi görme. :P

24 Nisan 2007 Salı

meko is tembeliko

Hesapladığımın yarısı kadar bile çalışmadım. Çünkü hala tam konsantre olamadım. Yeni birşeyler öğrenebilecek bir halet-i ruhiyede değilim. Hayatımın en hassas dönemini geçirdiğimden olsa gerek bu hal.
Kendime bir isim buldum "tembeliko meko". Bunlar babamın bana ayrı zamanlarda taktığı isimlerdi, ben de birleştirdim.
Ama bu sabah güzel çalıştım. Tembeliko hissetmiyorum kendimi şuan. Hatta az önce ders arasında pilav yaptım.
Bugünlük bu kadar olsun, yazacak birşey bulamıyorum. Canım sıkkın yine...

20 Nisan 2007 Cuma

bereketsiz bir gün geçti

Okuduğum hiç birşey aklımda kalmıyor. Neden bilmiyorum. Şu yeni derslerimle bir türlü ısınamadık birbirimize. Biology ile aramız iyiydi ama sample testte hiç de öyle olmadığını farkettim. Hele C, onunla daha tanışamadık bile. Ben yaklaştıkça o uzaklaşıyor. Okudukça hiç birşey bilmediğimi farkediyorum. Bu böyle ne kadar devam edecek, biran önce dost olmak istiyorum ben.
Geçen gün sabah namazdan sonra C çalışmıştım (çeyrek chapter). Akşam yatmadan tekrar bakayım dedim. Çünkü hergün yarım chapter çalışmam gerekiyor. Bir de bakarım ki herşey bana yabancı! Sabah ne de güzel anlamıştım oysa. Babam tekrar okuyunca aklına gelir dedi. İyi de ne anlamı var tekrar okuyacaksam! :) Nasıl unuturum aklım almıyor hala ya.. of off!
Şimdi aklıma geldi; perşembe gününün bereketsizliğinin nedeni sabah namazına kalkamamış olmam. Kendi tembelliğime başka sebep arıyor değilim, bu gerçek. Yarın çok daha güzel bir gün olacak inanıyorum. Yarın yani Cuma, bugün oluyor :)

18 Nisan 2007 Çarşamba

CHOPKINS CaFé, Mighty good!

The 11 main elements comprising living things have the chemical symbols C, H, O, P, K, I, N, S, Ca, Fe, and Mg.

uçup giden ooo, iştiyakımı ooo, bir yerlerde bulsam...

Dün ve evvelsi gün içimde gürül gürül çağlayan çalışma iştiyakını kaybetmek üzereyim. Şu dünyada kendim kadar ayran gönüllü bir insan görmedim. Önceki postlarıma bakınca programlı ders çalışan, programından asla taviz vermeyen bir öğrenci modeli çizdiğimi görüyorum. Ne kadar da inandırıcı yazmışım. Biology'nin bütün exerciselarını yapıcam :P Bir kitaptaki bütün exerciseları yaptığım nerde görülmüş benim? Peki tamam yapayım diyorum ama tanımları kitaptan bulup oraya yazıyorum hiç geliştirici değil ki... Geliştirici olanlar da var elbet ama onlara vakit harcarsam kitaptan okumam gereken bölümlere sabrım kalmıyor. O yüzden güzel güzel kitabı okuyup, sınavları yapmaya karar verdim.
Zaten hep yıllardır öğrendiğim konular; kinetic energy, potential energy. I like to moving moving. :)
Bir de şöyle birşey farkettim. Bu biology kitabı universteye başladığımdan beri okuduğum bilgisayar ve ingilizce dışındaki tek kitap. Lisede okuduğum biologyden öyle farklıymış ki... Aynı şeyleri anlatıyor belki ama dili çok ağır. Bir de bu kitapta güncel sorunlara daha çok değinilmiş. Kendime en çok dert ettiğim küresel ısınma mesela. :) İnşallah gönlümü ferahlatacak birşeyler anlatılyordur.
Ama böyle kitaptan okuyana kadar bu konularda kaliteli belgeseller izlemeyi tercih ederdim. Tembellikten değil, daha kalıcı olur anlatılanlar diye. Oku oku sıkıldım :(
Bir de üşütmüşüm biraz. Keyfim yok, halsizim.

algorithm

Algoritma denince kafanızda ne canlanıyor? Benim hiçbirşey!
Kitabımda olan tanımı okuduğumda kafamda az da olsa birşeyler canlanır gibi olmuştu. Sonra o şeyler hayat bulsun diye bilişim sözlüğünden algorithm tanımına baktım ve o şeyler artık öldü...

kitabımdaki tanım:
A step-by-step procedure that accomplishes a desired task is called algorithm.

bilişim sözlüğündeki tanım:
Özgül bir soruna çözüm sunan ayrıntılı mantık yordamı.

Mantık yordamı da ne demek? Çok mu cahilim ben anlamıyorum. Özgül diyince de aklıma bir tek şey geliyor benim şu sıralar... neyse :)
Peki ama algoritma budur diye gösterebileceğim birşey var mı? Hiç, hiç anlamıyorum. Bu daha işin başı... Biraz daha sabırlı olmalıyım biliyorum, yeri gelince hepsini öğreneceğim di mi. Hep duyduğum laflar. Öğrenirim inşallah. Allah'ım sen bana zihin açıklığı ver.

17 Nisan 2007 Salı

first day

Dün biology'nin ilk chapterını bitirme niyetiyle oturdum derse ama bu sabah bitirebildim. Biology'nin yanında bir de çalışma kitabı var içinde sadece exerciselar var. Onların hepsini yapmak istiyorum, çünkü sınav soruları yok elimde. Hiçbir pratiğim olmadan sınava girersem düşük not alırım kesin. Exerciselar çok basit. Ama iyi bir tekrar oluyor.
Bu akşam eve gelince de artık C'ye bir başlamak istiyorum. Hergün ne kadar yapacağımı bile hesap etmedim daha.

16 Nisan 2007 Pazartesi

CS263 & GS102 ve gümrük macerası

Kaç zamandır aklımda okulumla ilgili gelişmeleri yazmak için bir blog açmak vardı. Kitaplarımın gelmesini bekliyordum, çok şükür bugün elime geçti kitaplar.
Aslında kitaplarım 10 Nisan'dan beri Türkiye'de fakat gümrüğe takıldığı için elime geçmedi. Gümrüğe takılmasının nedeni de paketimin değerinin 100 euro'yu geçmiş olması. Eğitim materyallerinden vergi alınmamasına rağmen belirtilen fiyatı geçtiğim için vergi vermek zorunda kaldım. Ups dağıtıcısının "bilgi eksikliği" yüzünden önce sadece 110 ytl'lik ordino parasını verdim ve beklemeye başladım. İnternetten paketimi takip edince gördüm ki işlemlerimin yapılması için ups'ye vekalet vermem gerekiyor. Notere gidip vekaletname çıkarttım (50 ytl). Sonra Zeytinburnu'ndaki ups merkezine götürdüm ve tekrar beklemeye başladım. Bu arada gümrükteki bir ups görevlisi sürekli beni arayıp bilgi verdi. Paketteki kitaplar için %8, yazılımlar için de %18 vergi alacaklarını söyledi. Hepsi kitap gelecek diye beklediğim için %8'den hesap ettiler ama içinden yazılım da çıktı (Microsoft Visual Studio 2005) Bu yazılım için %18 vergi ödedim. Bu yazılım için EDMap'den gelen faturamda 44 dolar yazıyor. Ups görevlisinin söylediğine göre, eğer bu yazılım Türkiye'de daha pahalıysa ve ben 44 dolar üzerinden vergi verdiysem vergi kaçakçılığından suçlanabilirmişim. Ne kadar saçma! Burda kaç paraya satıldığı kimi ilgilendirir. Hem ben bunları satın almadım ki.. Okul benim adıma EDMap'e ödemeyi yaptı. EDMap de kargo masraflarını karşıladı. Ama buna rağmen ben toplam 420 ytl para ödedim. Gelen paket zaten 400 dolar değerinde. Saçmalığa bak... Bu kitaplar okul için geliyor olmasaydı kesin almazdım gümrükten. Sonuç olarak bir hafta kaybım oldu. Ups'nin de büyük hatası var bunda tabi. Ben internetten paketimi takip etmesem, getiren görevliyi dinleyip beklesem daha ne kadar beklerdim bilmiyorum. Gelen görevliye hani getirecektin diyince bi de "getirdim ya" demez mi? Bana ne bir vekaletten bahsetti ne de vergiden. Sonra da "bilgi eksikliği" diyip geçiştiriyor. Kimin bilgi eksikliği, benim mi yoksa senin mi?
Ayrıca vergilerimi hesap ederken faturada geçen freight (taşıma ücreti) i de hesaba katmışlar bu da ayrı bir komedi.

Gelelim derslerime..
Programing in C ve Concepts in Biology deslerim geldi. İkisini de seçmeli olarak aldım. Biyoloji'den çalışmaya başladım bugün. Toplam 26 chapter'ı var ve ben 26 günde bitirmeyi planlıyorum. İnşallah herzamanki gibi uzamaz planım...

Bu blogu asıl şunun için açtım. Biryerlere çalışmalarımı kaydedersem sanki planlarıma daha sadık kalırmışım gibi geldi. Hani diyetlerde gün içinde yediklerini yazarlar ya onun gibi bişey :) Onlar mümkün olduğunca az yemeye ben de mümkün olduğunca çok çalışmaya çalışıyorum. Hayırlısı bakalım.

Blogum şimdilik profilimde görünmüyor, ama ziyaretçilere açık. Belki bir zamanlar web mektep ismini önerdiğim gurup arkadaşlarımdan beni bulan olur :)