30 Ağustos 2008 Cumartesi

jingle jungle means cingıl cangıl

final sınavını yaptım, okula yolladık. ellerine geçmiş. hemen de haber verirler..

bugün çayımızı alıp evimize yakın bir ormana gittik. daha önceden ormanın içinde göl fln olduğunu duymuştum. hemen aklıma amerikan filmlerindeki gibi göl kenarı bankları, balık tutan insanlar geldi. sanki orda yaşıyoruz... neden bu düşünceye kapıldım bilmiyorum. son bir kaç zamandır amerika'da şöyleydi, almanya böyle düzenliydi şeklinde o memleketlerin hikayelerini dinliyor olmamdan olabilir. zor da olsa ormanın girişini bulduk ve gereksiz bir ücret ödeyip içeri girdik. gereksiz diyorum çünkü alınan parayla ormanı güzelleştirmek adına hiçbirşey yapılmamış. 1,5 km gittikten sonra gölete ulaştık. hayallerim gölete düştü malesef. bakımsız piknik masaları çöpler vs.. yine de çay içmek için çok da kötü değildi. bir bardak çay içmiştik ki, komşu piknikçi aile bangır bangır müzikler açıp oynamaya başlamaz mı... nezaket diye birşeyden haberi olan yok. hemen kalkıp çıktık ormandan. sonra gidip yakınlardaki bir alışveriş merkezinin yapay göletine bakarak mantı yedik. çok daha güzeldi.

27 Ağustos 2008 Çarşamba

merci

pişirdiğim mercimek çorbasının tadı aynı okul yemekhanelerindeki gibi. annemin yaptığının aynısını yapıyorum işte, neden tadı başka oluyor. sanki biraz durdukça düzeliyor gibi ama yine de iyi değil.

25 Ağustos 2008 Pazartesi

90% - 99%

en sonki ödevlerin birinden 90 mı ne ötekinden de 99 aldım. neden 99? bişeyleri madde madde listelerken rakamlar tam hizalı olmamış. tabla yapmayı ben de biliyorum herhalde ama o an öyle bişey oluyordu ki -şimdi tam hatırlamıyorum- taba basınca fırlıyordu bütün yazılar dünyaya. ben de 5er boşluk yaparaktan girinti oluşturmaya çalıştım. ama olmamış. al bir puan kırdım senden. hepsi 100 alıp şımarmayayım diye.

neden bu kadar uzun zamandır bu haberleri size iletmedim bilin. hep dinlenmem gerekiyordu da ondan. hiç mi internete girmedim? girdim evet. ama canım buraya yazmak istemedi. hep yatıp dinlenip haftasonu ayaklanınca yine dinlenme moduna geçmem gerekti. bu hafta da yatış dinleniş.

ders bittiğine göre it's time for proctor artık. pzt. salı için talep ettim cuma günü. akşam üstü online proctor exam ile alakalı bir bildiri geldi. sonrada yanlışlıkla bana gönderdiklerini, alışageldiğim normal sınav tekniğiyle sınava girebileceğimi söylediler. proctora göndermişler sınavı, yarın yapabilirim herhalde.

13 Ağustos 2008 Çarşamba

isn't she lucky, this istanbul girl

9. ödevde nasıl yapacağımı anlamadığım bir nokta vardı. hocaya sordum fakat ertesi gün gelecek cevabı beklemeye sabredemeden ödevi o ufacık şeyi eksik olarak yolladım. ertesi gün hoca cevap verdi, çok basit ama puanımı çok düşürecek birşeydi. ödevi çoktan yolladığımı ve başka sansım kalmadığını söyledim. bana acımış olacak ki bugün gelen cevap şöyle. "meldacım sanırım ödevi yollamayı unutmuşsun, zahmet olmazsa tekrar gönderebilir misin?" elbetteki yolladım ödevi! beni kurtarmaya çalışyor canım benim. ben de saf gibi walla mı çok şanslıyım dedim. bu ödevden güzel bir not alırsam en şanslı ben olacağım dedim. ödevle olmasa bile bu lafımla puanları toplarım gibime geliyor. abartıp süper bi hocasın fln diyebilirdim de salak olduğunu sanmıyorum. gerçi o beni gaza getirmek için süper öğrencim, harika zeka küpüm filan diyor ama olsun. zeka küpü kısmını attım tamam.

12 Ağustos 2008 Salı

the end

9.ödev olan draftın gerçek halini dün akşam, 10. ödev olan portfolioyu da az önce yolladım.

basit şey dediğim portfolio bile kaç saatimi aldı. kapaktı, içindekilerdi, memosuydu derken. en çok zorlandığım kısım memo oldu. sunduğum üç ödevi neden seçtiğimi ve hangi yönleriyle hangi yeteneklerimi yanıttığını yazmam lazımdı. biraz kendini öven tarzda oldu ama napalım. çok abartı olmasın diye ilk ödev için, ilk ödev ya ondan çok acemice yazmışım fln dedim. aslında kendini kötülemece olmaz portfolioda ama garip geldi, süper yazdığım için filanca ödevi seçtim fln demek.

işte böylece bir dersin daha sonuna geldik allah'ın izniyle. çarşamba bu ders için son gün. buranın saatiyle perşembe öğlene kadar yani. neyseki bitti.

11 Ağustos 2008 Pazartesi

79%

rough drafttan 79% almışım. bu dersten aldığım en düşük not oldu bu. şükür ki hiç gramer hatam yok. şaştım kaldım. 500ü geçmişsin ama 1500e yaklaşmalısın demiş hoca. daha fazla uyduramıyorum nasıl olcak bu iş? daha fazla yazdığım herşey kelime salatası oluyor.
bir de bu ödev draft olduğu için sayfa düzenine özenmedim. fazladan hiçbirşey yapmadım yani. bana uymam gereken standartları anlatmış. sanki bu gerçek ödev. gerçeğinde yapıcaz herhalde. o zaman gerçeğini nasıl yapıcam. ikisinin arasında fark olsun di mi?
hocanın en sonki politik sorusuna da çok geç cevap verdim. hemen özür dilemiş, çok mu meraklıyım demiş kendi kendine. eh biraz yani. sayesinde siyaset hakkında kafa yordum.
en son olarak da bu dersin ödevlerinden üç tane seçip başına da kapak yapıp memosunu yazıp yollayacakmışız. ne gereksiz bişiy. bugün şu essayi bitireceğim inş. dün akşam o kapaklı mapaklı ödev için çalışmıştım zaten. sadece süsleyerek hazırlaması kaldı. hoca o önemli değil, essayi yaz asıl demiş. of çok zor 1500 kelime!
mesela this company is great diyeceğim diyelim. onu şöyle yazabilirim; and i, i want to say that, actually the thing i'm trying to say is; this company is just great and great and great. i'm serious, yes it's just great. çok zekice! 4 kelimelik şeyi nasıl da 30 kelimeyle anlattım ama. inanmayan saysın. am is are ları da ayrı yazmadığım halde 30. tamam çözdüm.

8 Ağustos 2008 Cuma

benim fikrimdi

yıllardır arabalarda olmasını istediğim iki özellikten bahseder dururum. yerin kulağı vardır, nissan duymuş ve hemen fikrimi çalmış.
özelliklerden ilki;
arabanın tekerleklerinin 90 derece dönebilmesi. park edeceğimiz boşluğun tam karşısına gelip tekerlekleri 90 derece çeviriyoruz ve pıt diye manevrasız yanaşıyoruz.
ikincisi de;
şöför koltuğunun ortada olması. sağ taraf çok uzak geliyor, sağdaki aynaya bakınca yoldan kopacağım sanıyorum. ortada otursak dengeli olurdu.
nissan pivo 2 diye bir alet çıkarmış. tipi biraz kayık ama yine de süper. her tarafı cam, fanus gibi. ama konuşan bir yaratık var arabada onu sevmedim. konuşarak ve kafa sallayarak trafikte dikkatimi dağıtabilir. bu alet şarj edilerek çalışıyor. tam bana göre. biraz daha arabaya benzeyenini çıkarsınlar hemen alırım. :P

nissan pivo 2 videosu

7 Ağustos 2008 Perşembe

hödö

8. ödevi az önce yolladım. bu seferki de bir önceki ödevdeki madde madde yazılan taslağın düz yazı haline getirilerek "rough draft" oluşturulmasıydı. taslak yaza yaza bir hal oldum. bundan aldığım geri bildirime göre ödevin aslını yazıp yollayacağım kısmetse.
bir önceki ödevde hoca 1500 kelimeli bir yazı yaz demişti. hevesle yaptığım ödevdeki kelimeleri saydırdım wordde, kaç çıktı bilin.. 560 küsür bir rakam. 50-100 eksik olsa uğraşayım çoğaltayım da üç katını yazmam lazım. kusura bakma hoca bu kadar oldu dedim ve yolladım. inşallah bana acır.
bu ödev beni çok yordu. kelime sayısı dışında herşeyiyle içime sindi aslında. çünkü ilk gönderdiğim taslakta bile çok beğenmişti hoca. bundan sonrası senin için boşlukları doldurmak gibi birşey olacak demişti. hayırlısı bakalım.

3 Ağustos 2008 Pazar

aa yine 90 küsür

bir önceki iş kazası ödevinden 92% almışım. tek hatam defalarca luggage kelimesini çoğul olarak yazmam. word'deki spell check yanlış olduğunu söylemişti ama başka yol mantıklı gelmediğinden çoğul yazdım. a piece of luggage diyecekmişim meğer. sırf bu yüzden 92 aldım. aslında 99 vermesi gerekirdi. her luggages yazışımdan bir puan kırdı herhalde. bilsem doğrusunu tekrar tekrar yazmam herhalde. 10 defa yanlış yazmam 10 kez bilmediğimi mi gösteriyor da 10 puan mı ne kırıyorsun? bir kere bir şeyi bilemiyorum, 1 puan kır o zaman. o kadar da şekil çizdim.

az önce de 7. ödevi yolladım. o da 8. ödevde hazırlayacağım araştırma raporunun çalışma taslağıydı. yani taslak çıkarmadan ödev yapma gibi bir şansımız yok. müsveddeler bile ödev gibi değerlendiriliyor. müsveddenin bile tutuluş tarzı var. bana kalsa hiç taslak çıkarmadan direk ödeve geçerim.

son 2 ödev kaldı. bi de bana hiç ders çalışmıyorsun diyorlar. bu ödevler nasıl bitiyor? lütfen öyle sözler sarfedip zaten az olan çalışma iştiyakımı yok etmeyin. az deseniz ok de hiç demeyin bari, pls.

1 Ağustos 2008 Cuma

95%

3. ödevden de 95 mi ne almışım. ödevim için wow outstanding gibi birşeyler demiş hoca. madem öyle 100 verseydin o zaman allah allah.

6. ödevin konusu da iş kazası raporu tutmaktı. internetten örnek iş kazaları baktım. allahım neler neler olmuş. fotoğrafları bile varmış da bakmadım artık. bi adam varmış mesela sigarası düşmüş almak için makineye doğru eğilmiş sen o doğrama makinesi adamı kap, parça parça yap! adamcağız en fazla 2cmlik parçalara ayrılmış. dehşete düştüm okudukça, daha neler var. ödevde bunu yazsam beni psikolojik destek merkezine fln yönlendirirler. cani ruhlu derler.
ben de mcnin uydurduğu bir iş kazasını yazdım. aşağıda çizdiğim temsili resmi görebilirsiniz.

hocayla ders dışında politik muhabbetlerimiz oluyor. iktidardaki parti kapatılmadı diye çok sevinmiş. ona ne oluyorsa? resmen nabzımı ölçmeye çalışıyor ona göre şerbet verecek. kararlıyım rengimi belli etmicem. en son da halk dini mi yoksa seküler bir hükümet mi istiyor diye sormuş. iktidarda dini hükümet var zannediyor. ben de ülkem laik, dinle devlet işi birbirine karıştırılamaz. halkın istediği sadece özgür olmak dicem.