3 Ağustos 2009 Pazartesi

tembeliko dedin dedin, tembeliko oldum


eskiden beri okul arkadaşlarım hakkında bir tesbitim var, şöyle ki;
okuldan nefret ediyoram, ıyranç diyenler genelde okula gitmek için yırtınanlar. bu tiplerin okulu işkence kampı gibi gördüklerini düşünüyorum. ders saatleri yazacağı yere; vardiya saatleri yazmalar, yaz okulu kabusu, matematik belası demeler falan da filan.. nedense okulu sevince inek olacaklarını zannediyorlar. tamam, hepimiz okuldan nefret ederiz filan ama bunu kimsenin gözüne sokmaya gerek yok. üstelik okula gidicem diye aileni, dini inançlarını çiğniyorsan sus bence.
mesela benim okulu sevmeme triplerimin de okulla bir alakası yoktu aslında. bunu okumak istediğim halde neden nefret ediyorum diye düşününce anladım. benim derdim sadece sabah erkenden kalkıp giyinip yollara düşmekle alakalıydı. ona uygun çözümü de ikibinli yılların başında bulup düzelttik allah'a şükür. ha bir de hem okumak isteyip, hem de yeni sistemi sevip hala ders çalışmama durumu var ki onu hala anlayabilmiş değilim. öğrenci psikolojisi dedikleri bu olsa gerek. başarılı olmak istediğim halde tam çalışmadım. hiçbir sorumluluğun yok, otur çalış di mi? ama yok illa bir itekleme lazım.
işin garibi, bu kadar tembelliğime rağmen insanlar hala benim için çok çalışkan ve disiplinli diyorlarmış ona şaşıyorum. ders notlarının iyi olmasının bununla bir ilgisi olmadığını anlasalar. aslında ben çok tembel bir öğrenciyim, ders notlarımın iyi olması tamamen zekayla alakalı. düşününce valla kendimi çok tembel hissediyorum. matematik, kimya hiç bilmiyorum gibi sanki. neyse oğlan okula başlasın, oturur onunla sıfırdan öğrenirim. temelden ne güzel.