13 Kasım 2008 Perşembe

böyle mücadele olmaz, böyle madur olunmaz

rus adam sonunda cevap yazabildi. eğer cevap gelmese bugün de aynı soruyu soracaktım, yine cevap gelmeyince de bütün konuşmaları dekana yollayıp "ben bu elemanla çalışmak istemiyorum, jordan'ı bana geri verin" diyecektim. neyse ki cevap geldi. tahminlerimde yanılmamışım ve kitabım devlet postasına verilmiş. normalde fedex ile gönderseler iki günde elime ulaşırdı ve sadece okula ödediğimiz 50 dolar shipping ücreti olurdu. ama devlet postası olunca türkiye'ye geldiği zaman da paket başına 50 ytl kadar ödeme yapmamız gerekiyor. tabi bu en az bir sene önce böyleydi, mutlaka zam gelmiştir. hatta hiç unutmam bir keresinde iki ayrı dersi istemiştim, önce birini sonra aklıma gelince ertesi gün de diğerini istemiştim. çoktan postaya verilmişti ve aynı gün türkiye'ye gelmişti paketler ama ben 100 ytl ödemek zorunda kalmıştım. tam hatırlamıyorum belki miktar 50 değildi o zamanlar, daha az olabilir ama iki paket ücreti istenmişti. neyse ne kadar uzattım. sonuçta paketin gelmesi daha uzun sürebilir ve biz bilmemnekadar bişiler daha ödeyebiliriz. sabır..

babam geçen gün internetin altını üstüne getirip gelecek olan kitaptan birkaç bölüm bulmuş bana çalışmam için. kitap elime geçmeden çalışamıyorum ama en azından sıfırdan başlamış olmam derslere, yine de çalışayım.

işte benim de hayatım böyle kitabım geldiydi, sınavımdı derken hızla akıp gidiyor. okul bitince yepisyeni meşgaleler girecek hayatıma. iyi ki de öyle olacak yoksa büyük bir boşluğa düşerdim. sanki kitaplarım elimdeyken sürekli ders mi çalışıyorum? hayır öyle değil ama bir okula devam ediyor olmanın verdiği his bile boş vakit geçirmediğini hissettiriyor insana, her ne kadar vakitlerim boş boş geçiyor olsa da.. boş veya dolu koskoca okulu bitiriyorum ya ona bak sen. çok şükür allah'ım. çevreden gelen destekler olmasa bitmezdi kesin bu okul. üniversite mezunu oluyorum resmen. ne çok değer biçmişim şu sıfata. çok daha farklı olacağımı zannediyordum, okul bittiği zaman. ben yine aynı benim. aslında herkes yine aynı herkes. etrafımda üniversiteden dolayı entellektüel olmuş, kendine güvenli, hitabeti süper hiçkimse yok. aslında düşününce üniversitenin değil de okuduğum sistemin bana kattığı bazı şeyler var. mesela işin en başında benim için eziklik olarak gördüğüm şeyleri artık güzel bir meziyet olarak görüyorum ve başım dik bir şekilde bunları savunabiliyorum. çünkü aksini savunanlara hiçbirşey ispat etmek zorunda olmadığımı biliyorum. suçlu, madur ve ezik olan ben değilim. bizi bu hale getiren ve de bunu savunan insanlar suçlu, madur ve ezik... ama hala bu konuda kendini haklı çıkarmaya çalışanları görünce moralim çok bozuluyor. cahil olmadığını düşündüğüm kişiler bile haklı olduklarını savunuyorlar. bir insanın cehaletine bu açıdan bakarak karar veriyorum artık. bu yanlışı savunup duruyorsa artık benim için hiçbir söylediği doğru değil. böyle düşünen kişilere güvenemem ki.. arabanın motoru yanmışsa o araba gitmez. fikirler zincir gibi birbirine bağlı, bir tanesi kırık oldu mu o zincirin başı sonu birbirinden kopar gider. hal böyle olunca o kişilerin söyledikleri herşey havada kalıyor. bu konu öyle hafife alınacak birşey değil. bu sorunu görmezden gelip her emre boyun eğenleri kınıyorum. boyun eğmek bir mücadele şekli olamaz. arkana bakmadan geri dönebildiğin zaman mücadele etmiş olursun. boyun eğmek de çok zor ama böhühüh diye ağlamayın hiç, eğmeyin o zaman.. zorunuz ne ki?