2 Temmuz 2008 Çarşamba

85%

en361'in ilk ödevinden 85 almışım. o kadar sevecen bir hocası var ki.. ilk defa "bu derste seni görmekten mutluluk duyuyorum" diyen bir hocam oldu. sana ne şekilde hitab edeyim vs.. birsürü soru sormuş. bir ödevi yolladığın vakit feedbackini almadan diğerini yapma demiş. zaten ben de öncekinin sonucunu öğrenmeden öteki ödeve başlayamam hiç, iyi oldu. ödevim memo yazmaktı. o memo burası teksas amerika. memo bir çeşit not yazma olayı. belli kuralları var. başlık atarsan imza atıyorsun, imza atmazsan başlık atmıyorsun mesela. attım ama böyle garip kuralları var. bir de yazacağın şeyde giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinin olmasına dikkat etmen gerekiyor. ben de iki cümleli bir giriş, tek cümleli bir gelişme ve yine iki cümleli bir sonuç bölümüyle ödevi tamamladım. arkadaş demiş ki; gelişme bölümün ok ama giriş ve sonuç yok. ben de senin o gördüğün 3 parçalı gelişmenin birincisi giriş, ikincisi gelişme, üçümcüsü de sonuçdu hoca dedim. o bana ne dedi beğenirsiniz? ismin çok hoşuma gitti, yanlış anlamazsan anlamı nedir? çok yanlış anladım. allah allah. böyle şeyin yanlış anlaşılası mı olur allahını seversen?

bugün de bir yemek bloguna girince bilgisayarım kitlendi. activex denetimi fln bi olaylar dedi. uslanmadım bi daha denedim siteye girmeyi. sonra sen bir garip program bilgisayarıma yükleniver, masaüstümde bilgisayarında virüs var diyen bir background oluşuver, başla scan yapmaya, bilmem kaç tane virüs buldum hemen sil diyiver. hemen wrilessı çıkardım. o programı da durdurdum. biosu etkileyen virüsler var diyor. silmeye korkuyorum ya kandırmacaysa diye. program da "antivirus xp 2008" diye bişey. logosu fln tam windowsun bir olayı gibi. ama hemen şüphelendim. babam baktı internetten uninstall olmuyormuş. hakkaten denedim olmadı. sistemi geri yükledim geçen aya. backgroundum fln geri geldi ama program yine silinmedi. internette o programı kaldırma yolları varmış, yarın deneyeceğiz babamla. inşallah veriler kaybolmaz. son bi kaç ayın yedeklemesini yapmamıştım.

bir de sıcaktan mıdır nedir insanlar bi tuhaf olmuş. bugün annemle kaldırımda yürürken arkamızdan gelen bir kadın sinirlenerek yanımdan geçti. geçerken de müsade et de geçelim dedi. ben de aynalarım yok arkamdan geldiğinizi görecek dedim. o da abuk subuk konuştu gitti. sonradan o kadar sinirlendim ki... nerdeyse geri dönüp kadının suratına atacaktım çantamı. hasta mıdır nedir.. korna çalsaydın o zaman, animal.

geçen de bir adam gördüm trafikte; bir elinde sigara öteki elinde de telefon vardı, konuşuyordu. şofördü bu adam. o kadar sinirlendim anlatamam. sürücü yanında oturduğum için tek yaptığım etraftaki kötü şoförlere sinirlenip tip tip bakmak oluyor. sürücü olduğum zaman tip tip bakmayı bırak, burnumu kaşımaktan acizim. neyse o gün o kadar sinirlenip kimseye tip tip bakamayınca en son yoldan çekilmeyen bir kıza camı açıp ölmek mi istiyorsun diyerek rahatladım.

bi de anladım ki ben cadaloz tiplerle daha kolay kavga ediyorum. bir arkadaşım var mesela, çok sessiz sakin bir kız. ama beni deli eden birşey yapıyor. gidip kıza neden böyle yapıyorsun diyemiyorum. sessiz kız halbuki, ne desem susacak ama bana laf yetiştiremez diye kıyıp da kızamıyorum. bir de şöyle birşey var; sustuğu zaman ben haksız görünücem. o yüzden kendi kendime sinirlenip duruyorum. bu kızın bir arkadaşı var mesela daha dilli. bari onun yanında kızayım da o laf yetiştirsin diyorum. çünkü söyleyecekleri herşeye karşı bir cevabım var. bir şey söylemezlerse haklılığımı nasıl ispat edeceğim. ama şaşırdığım da şu; sakin makin ama benim gibi birini bile nasıl yola getirmiş. kızmaya korkuyorum ya, var mı böyle birşey.

evet, bu yazımı da "aman üç günlük dünya, hiçbirşeye sinirlenmeye değmez" sonuç cümlesiyle sonlandırıyorum. esen kalın.